Friday 8 August 2008

Şukufe ve Mücella

Postlarda kendimden ve iş arkadaşımdan 'ben' ve 'iş arkadaşım' diye bahsetmekten sıkıldım. Aklıma çok 'funny' bir müşterimizin, eğlence olsun diye bize taktığı isimler geldi. Bundan sonra postlarda kendimizden bu isimlerle bahsedeceğim.Bendeniz Şukufe ve iş arkadaşım Mücella.Tanıştığımıza sevindik:) Bu arada biz de ona Abdulcabbar Bey ismini takmıştık:)

Wednesday 30 July 2008

Y. den Seçmeler

Ofisimizin kiralama kısmı açıldığında ilk gözağrımız, yani ilk kiraladığımız evin kiracısı Y. nin daha sonraları bizim için saç yoldurucu derecede çıldırtıcı olabileceğini tahmin bile edemezdik. Bir kez daha anladık ki cahillik en tehlikeli silahmış ve mantık sınırları zorlanan insanlar bizim gibi delirme noktasına gelebilirmiş. Aslında onunla diyaloglarımız anlatılmaz yaşanır. Duymak gerekir, görmek gerekir,o diyaloğa dahil olmak gerekir.İşte bu yüzden burada anlattıklarım %100 etkiyi yaratmayabilir.Şimdiden özür dilerim:)

Y. nin hikayeleri saymakla bitmez tabi ama burada 'top 3' yi anlatmak istiyorum.

1) Y. birgün ofisi arar ve ben tatildeyken kısa bır süreliğine ofisimizde çalışan Polonyalı bir arkadaşımız telefonu açar. İngilizcesi çok az olan ve ofiste telefonları bizim açmamıza alışık Y., direk Türkçe konuşmaya başlar. Afallayan arkadaş Türkçe bilmediğini belirtir ve Y.'ye İngilizce konuşması gerektiğini söyler. Fakat telefon suratına kapatılır.

Yarım saat sonra panik içinde ofise dalan Y. iş arkadaşıma başlar verip veriştirmeye. Nasıl olur da o telefonu açan kız burası 'No Turkish Office' dermiş. İş arkadaşım 'sen yanlış anlamışşın, kızcağız ben Türkçe bilmiyorum demiştir' dese de nafile. Hem o, o kadarcık İngilizce bilirmiş(!) Bir de dönüp zavallı kıza Türkçe bağırmaya başlamış. Meğer garibim bizim kapatıp gittiğimizi,yerimize İngiliz bir acentanın geldiğini ve depozitinin de üstüne yattığımızı sanmış:)) Eminim o korkuyla 2 mile'lık yerden koşa koşa gelmiştir.Tabi iş arkadaşımın Y. yi yatıştırmak için yaptıklarını hiç anlatmıyorum...

2) Bu ülkede kiracı olarak kaldığın evden çıkmak istiyorsan veya acenta olarak kiraciyı çıkarmak istiyorsan kontrattan kontrata değişmek üzere 1 ya da iki aylık 'Notice' denilen bir ikaz mektubu vermek gerekir. Bu sürenin sonunda kiracı evi boşaltır ve acenta evi kontrol eder. Eğer evde kiracı kaynaklı bir zarar yoksa depozitinin tamamını geri alır. Ama depozit bu işlemden önce hiçbir şekilde geri verilemez.

Oturduğu evde çeşitli sebeplerden (saymakla bitmez) mutsuz olan Y. uzun zamandır ev değiştirmek istediğini söylüyordu. Biz de evden çıkmak istiyorsa 1 aylık notice vermesi gerektiğini her telefon açısında defalarca belirtmiş olmamıza rağmen notice vermiyordu ve evden çıkmak istediğini söylüyordu.

Geçen gün arayan Y. ile aramızdaki diyalog şöyle gelişti:

Y.: Notice vermek için aradım
Ben:Tamam. Gel de notice kağıdını hazırlayalım
Y.: Şimdi notice veriyorum, hemen çıkıcam,depozitimi de verin
Ben:Y. , sen notice in ne demek olduğunu biliyor musun? Şimdi verirsen 1 ay sonra çıkarsın. Eve gelir bakarız,herşey tamamsa depozitini alırsın(100 defa açıklamış olmamıza rağmen meğer en ufak bir fikir oluşmamış kafasında)
Y.:Siz benim depozitimi vermeyeceksiniz di mi? Biliyorum vermeyeceksiniz
Ben: Ya Y. çıldırtma adamı niye vermeyelim senin depozitini. Evde bir hasar yoksa tamamını geri alacaksın
Y.: Hayır biliyorum ben. Siz o depoziti verin ben kendimi bir yerden atıcam
Ben: Söz mü????

3) İngiltere'de genellikle kira evlerinde 'electric key' dediğimiz anahtarlı elektrik sayaçları var. Yani kullandığın kadar öde esasına göre işleyen bu sayaçlar, üzerine kredi yüklenen kartlar aracılığıyla çalışır.Y.nin bir de elektrik sayacı problemi vardır. İddiasına göre elektrik sayacı o kadar çok elektrik yiyiyormuş ki bir su kaynatmak £5-6'da maloluyormuş. Eve girdiğinden beri dünya kadar elektrik parası ödemiş. Hayır bunlar neyse de her ama her açtığı telefonda iş arkadaşıma 'elektrik borcunu öde X Hanım' demesi yok mu...Kadının elektrik borcu iş arkadaşımın oldu.Tıpkı geçen gün su şirketine onun eve taşındıgını bildirdiğimize kızması gibi...Eve çok yüklü su faturası gelmiş de bu iş arkadaşımın suçuymuş. Niye diye sorduğumda da cevabı kendimi bir saniyeliğine 'gerçeküstü bir boyutta gerçeküstü bir varlıkla konuşuyormuşum da sanki o kendi dilinde ben de kendi dilimde oturmuş karşılıklı anlamsız bir konuşma yapıyormuşuz' hissine kapılmama neden oldu. Nasıl olur da 'normal' bir insan suyu kullanan kişiyi su şirketine bildirdiğimiz için bize 'gammazcı' muamelesi yapabilir ki:)

Y. şimdilik hala bizim kiracımız ve eminim önğümüzdeki günlerde hikayeleri ile daha çoook karşılacaksınız:)

Monday 28 July 2008

Tövbe Tövbe....

Bugün arayan ve evini kiraladığımız bir evsahibi evini geneleve çevirdik diye şikayet etti. Halbuki nerden bilelim eve koyduğumuz ve bizim eski bir müşterimizin önerdiği kiracıların evde İngiltere'de 'sauna' denilen randevuevi tarzı bir yer işlettigini:) Onların arkasından eve yerleşen ailenin eve gecenin bir vakti gelen erkeklerden şikayet etmesi ve çıkmak istemesi üzerine durumu anladik. Hayır ev sahibine ne desek boş. Zira iş arkadaşımın mecburen yalanması üzerine adam ne dese beğenirsiniz?'Olur mu canım benim arkadaşım gitmiş'.Yani denenmiş ve onaylanmış.Tövbe tövbe bu erkeklerden korkulur valla :))

Sunday 27 July 2008

Aklımıza İlk Düşen Birkaç Tane...

1)Musteri: Ya bu ev alma isi hic karli diil.
İş Arkadaşım: Niye?
Musteri: Cunku sattiktan sonra hala mortgage odemeye devam ediyon.
İş Arkadaşım: Hikk!!!*!*!

2) Ben: Müşteri Bey bankaniz hangisi?
Müşteri Bey: Halifax. Meral hanim simdi biz bu mortgage baska bankadan aliyoruz ya
Ben: eeee?
Müşteri Bey: Halifax sonra sorun cikarmasin bana.
Ben: Hik !!!!!***

3) Müşteri Bey: Meral Hanim avukat dedi ki ona £19,000 luk bir cek vermem gerekiyormus.Ama benim cek defterim yok.
Ben: Sorun diil Müşteri Bey.Hesabinizdan transfer yaparsiniz ya da banker's draft alirsiniz.
Müşteri Bey: hmhm ama ben nasil yapicam ki onu? Hem O. Bey bana herseyle sizin ilgileneceginizi soyledi.
Ben: ?!*? Iyi ama bizim de yapabileceklerimizin sinirlari var Müşteri Bey.Biz nasil sizin hesabinizdan sizin icin odeme cikaralim.Hayir yapariz ama izin vermezler.. (muhavuhahaha)

4) Musteri su anda Turkiye'de tatilde olan arkadasi icin mortgage ile ilgili bilgiler sormaktadir.

Ben:
X Bey, ben kendisine mortgage alip alamayacagimizi belirlemek icin bazi bilgiler almam gerekiyor arkadasinizdan. isterse bu bir mortgage search formu emailliyeyim kendisine.Doldurup yollasin.

X Bey: Tamam oyle yapalim o zaman.
Ben:Email adresini alabilir miyim lutfen?
X Bey: Turkiye'deki mi burdaki mi?
Ben: ?-*!?*! hik. Yok yani email adresi
X Bey:Tamam da Turkiye'deki mi burdaki mi?
Ben: X Bey onlar zaten bi tanedir.Heryerde ayri almaniza gerek yok.
X Bey: Haaaa.Tamam ben bir sorup geri ariyim seni o zaman...